Medeniyetimizde sadece insan konuşmaz. Değil mi ki her varlık kendi lisanıyla Allah’ı zikretmekte, her şey O’nu gösteren bir ayet anlamı içermekte… Örneğin bir İslam mabedindeyseniz eğer, her parça size bir şeyler anlatır. Zira bu medeniyet, taşı konuşturan ve taşla konuşan, sadece taşla değil ahşapla, camla, kilimle, yazıyla velhasıl her şeyle konuşan, onlarla selamlaşan, her bir unsuruna tespih çektiren bir canlılık barındırır.Mabetlerimizin dış duvarlarını aştığınızda sizleri cennet bahçeleri bekler. Cennet bahçelerinde dolaşır, Havz-ı Kevser’den içer, miraç basamaklarını çıkar ve mabette Kabe Kavseyn’e vasıl olursunuz. Rabbin kulları arasına girer ve yirmi yedi kat sevaba bu birliktelikle ulaşırsınız. (Fecr, 27–30; Buhârî, Ezân, 30;…
Esselamu aleyküm sevgili kardeşler. İTÜ Camii Uzman İmam-Hatip'i Mehmet ATALAY hocamızın 2015 yılında Muhammed Kâmil YAYKAN hocamız ile yaptığı söyleşiyi aşağıdan okuyup bizlerle yorumlarınızı paylaşabilirsiniz. Diyanet Aylık Dergi | Ekim 2015Söyleşi: Muhammed Kâmil YAYKANhttps://dosya.diyanet.gov.tr/flip/index.php?YIL=2015&TR=17&DERGI=ekim.pdf
Âlemlerin Rabbine sonsuz hamd olsun. Allah’ın Resülüne, âline, ashabına ve bu mübarek yola tabi olup, yolun sahibine itaat, ibadet ve muhabbet edenlere salât ve selâm olsun. Allah’ın (c.c.) insanoğlunu yarattığı ilk andan itibaren çeşitli vesilelerle sınadığı, sınarken de aynı zamanda eğitip yetiştirdiği bilinen bir hakikattir. Zira imtihan ya da sınav dediğimiz süreçler, bir şekilde birey ve cemiyet hayatımız için birer eğitim ve öğretim mekanizmalarıdır. Güncel olarak değerlendirdiğimizde ise bilinmesi gereken nokta, tüm dünyayı etkileyen virüs pandemisinin bir çeşit yaygın eğitim-öğretim sürecine dönüşmüş olması ve olumsuz gibi görünen bu süreci faydaya dönüştürme farkındalığının oluşmasıdır. Hadiseye bu açıdan baktığımızda doğrusu bize isabet eden…
“Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla...”“Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Salât ve selâm Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ailesinin ve ashabının üzerine olsun.”“İstiâze sadece sözle yapılan bir eylem değildir. Aklımızla, kalbimizle, ruhumuzla, nefsimizle, bedenimizle, bir bütün olarak her şeyimizle Allâh'a yönelmek, O’na sığınmak, O’ndan yardım dilemek ve bunun gerektirdiklerinin tamamını yerine getirmektir.” “Fizikî âlemde A noktasından ayrılmadan B noktasına varmak mümkün değildir. Buna benzer şekilde bizim de Allah'ın rızasına varabilmemiz için o anda içinde bulunduğumuz süflî hâlden ayrılmamız gerekir. Başka bir deyişle, iyi'ye ulaşabilmenin ön şartı kötü'yü terk etmektir.” “İstiâze üç aşamada gerçekleşir: sığınma, sakınma ve saklanma. Bunlar birbirini tamamlar. Meselâ sığınma…
Aile, insanlığın gelişimini, sürekliliğini doğru ve verimli esaslar içerisinde devam etmesini sağlayan, insanların doğup büyümesinde, kimlik ve kişiliklerinin oluşmasında, gelecek için hazırlanmasında, değerlerine sahip olarak topluma faydalı birer insan olmalarında alternatifi olmayan eşsiz bir kurumdur.İnsanlar için aidiyet duygusu ve sosyal olmak zorunlu psikolojik ihtiyaçlardandır. Onun için Yüce Yaratıcımız aile kurmanın ve sıla-i rahim yapmanın önemine dikkat çekmiş, Efendimiz (S.A.V) hayatında bu iki alanda yapılacaklara çok büyük önem vermiş, teşvik etmiş ve ümmetine en güzel örnek olmuştur. İnsanlar hayatlarında var olan anne-baba, kardeş, arkadaş ve akrabalarına ek olarak aile hayatı kurduğunda edineceği eş, yeni akrabalıklar, arkadaşlıklar, çevre vesilesiyle en güzel şekilde aidiyet…