Hazret-i Ömer (R.a.)’in halifeliği döneminde demişler ki, “Yâ Emîra’l Mü’minîn! Ey Mü’minlerin Emîri! Camiide/mescidde bir kısım adamlar gördük ki, çok takva/muttakî, Allah’tan korkan insanlardı…”Hz. Ömer, kendisine bu sözü söyleyenlere hemen oracıkta üç soru sormuş:“O mescidde gördüğünüz ve bana ‘takva insanlar’ diye şehâdette bulunduğunuz insanlarla alışveriş yaptınız mı?”“Yapmadık” demişler.“Onlarla yolculuk yaptınız mı?”“Hayır, Yapmadık”…“Peki, onlarla komşuluk/arkadaşlık yaptınız mı?” Diye sormuş.“Hayır, yapmadık” diye cevap vermişler.“Hâ öyle mi? Demek siz onları mescidde boyunlarını sallarken gördünüz. Dikkat edin! Takvâ, boyun sallamakta değildir” diye onları uyarmış.Yine Hazret-i Ömer (R.a.)’e atfen anlatılan bir rivâyette -kimi kaynaklarda hadis-i şerif olarak geçer- şöyle buyurulur:“Bir kişinin namazı ve orucu sizi…
Bir düşüncenin veya fikrin varlık ve hayat bulabilmesi insan, zaman ve mekânın müşterek rol üstlenmesiyle mümkündür. Buna göre, bir müminin hayat serüvenindeki en değerli hazinesi olan vahiy; “Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik” (Bakara, 2/151) ayetiyle tescil edilen Hz. Peygamber’in (s.a.s.) şahsında vücut bulmuş, insanlığın huzur çağı asrısaadetle anlam kazanmış ve tarihe mührünü vuran mescitlerle bugüne uzanmıştır. Bu açıdan, söz konusu silsilenin nihai noktası olması hasebiyle iman başta olmak üzere varlık, kulluk, gaye, değer ve ahlak ekseninde çok önemli bir fonksiyon icra etmektedir. Nitekim…
İSRÂ SÛRESİ;23 - Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara "öf" bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle.24 - İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir. Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et."25 - Rabbiniz içinizden geçenleri çok iyi bilir. Eğer iyi kimseler olursanız elbette Allah çok tevbe edenleri bağışlayıcıdır.26 - Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma.27 - Çünkü (malını) saçıp savuranlar, şeytanların…
İnsan, eşref-i mahlûkât, yani yaratılmışlar içerisinde maddi-manevi birçok yönü itibariyle en donanımlı ve kabiliyetli olan bir canlıdır. Allah(cc) bu mükerrem ve muhterem canlıyı yeryüzünün inşa, imar ve ihyası için halife sıfatıyla göndermiştir. İnsanın bu halifelik sürecinde çok stratejik iki nokta adeta manevi karargâh/ev olarak belirlenmiştir. Birisi dünyanın merkezi olan ve insanın inşa ettiği Kabe, diğeri ise insanın merkezi olan ve bizzat Allah’ın inşa ettiği kalptir. Dünya ve ahiret saadetimiz ise adına “Beytullah-Allah’ın evi” denilen kâbe/mabed ve kalbin tam anlamıyla imar/ihya edilmesiyle mümkün olacaktır. İnsanın diğer varlıklara nazaran özgül ağırlığını artıran ve onu “anlamlı” kılan en önemli unsur, onun maddi kimyası ile beraber,…