Kur’an Atölyesi 15. Ders – Tebbet Suresi

“Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla...”

“Âlemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in, ailesinin ve ashabının üzerine olsun.”

“Tebbet suresinde iki insandan bahsediliyor. O dönemin mü'minleri üzerinde çok kirli izler, sözler ve hatıralar bırakmış iki insan: Ebu Leheb ve karısı Ümmü Cemîl.”

“Allah Teâlâ, bu iki kişi üzerinden, kıyamete kadar var olacak bir insan tipine, bir karakter modeline atıfta bulunuyor. Bu iki insanın akıbetini haber vererek, onlar gibi olan diğer insanların da aynı akıbete uğrayacağının mesajını veriyor.”

“Bir gün Allah Rasûlü (s.a.v), Mekkelileri Safa Tepesi'ne çağırıyor ve onlara şöyle sesleniyor: ‘Ey Kureyş cemâati! Ben size, şu dağın eteğinde veya şu vâdide düşman atlıları var; hemen size saldıracak, mallarınızı gasbedecek desem, bana inanır mısınız?’ İnsanlar da ağız birliği yaparak ‘Şimdiye kadar senin yalan söylediğini hiç duymadık. İnanırız.’ diye cevap veriyorlar. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: ‘O hâlde ben şimdi size, önünüzde şiddetli bir azap günü bulunduğunu, Allâh’a inanmayanların o çetin azâba uğrayacaklarını haber veriyorum. Ben sizi o çetin azaptan sakındırmak için gönderildim. Ey Kureyşliler! Size karşı benim hâlim, düşmanı gören ve âilesine zarar vereceğinden korkarak hemen haber vermeye koşan bir adamın hâli gibidir.’

“Peygamber Efendimiz (s.a.v) o güne kadar hiç yalan söylememiş, hiç kimseye haksızlık etmemiştir. ‘El-Emîn’ olmuş, eminlik sıfatı O'na verilmiştir. Davranışları ve kişiliği, söylediklerini tasdik etmek için yeterli bir sebeptir.”

“Bir insanın itikadında iz bırakmak istiyorsanız, önce itimadınızla onda iz bırakmanız gerekiyor. İtikadın yolu, itimattan geçiyor.”

“Rasûlüllah (s.a.s)'in bu konuşması üzerine amcası Ebu Leheb: ‘Hay elleri kuruyasıca! Bizi buraya bunun için mi çağırdın?’ deyip Peygamber Efendimiz (s.a.s)'e hakaretler ediyor. Bu hadise üzerine Tebbet suresi nâzil oluyor.”

1, 2, 3, 4, 5 - Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek).

“Arap örfünde ‘elleri kurumak’ ifadesi iki manaya geliyor: Birincisi maddî anlamda elleri kurumak, bedeni kurumak; ikincisi ise manevî anlamda kurumak, elinde hiçbir şey kalmamak. Buna göre şöyle bir mesaj verilmiş oluyor: Ebu Leheb'in dayandığı, güvendiği aşireti, kabilesi, gücü kuvveti, idaresi, yetkisi, zenginliği, evlatları, itibarı vs., Ebu Leheb'i bu ukalalığa ve bu azgınlığa götüren her ne ise, bütün bunlar kurusun. Aynı zamanda fizikî manada elleri, bedeni de kurusun.”

“Ebu Leheb'in Efendimiz (s.a.s)'e karşı çıkmasının asıl sebebi, akidevî veya fikrî bir sebep değildir. Asıl mesele; Peygamberimiz (s.a.s)'in teklif ettiği hayat tarzının, dünya görüşünün ve dünya düzeninin Ebu Leheb ve benzeri insanların kurduğu dünya düzenini ve zulüm sistemini yerle bir edecek olmasıdır. Ebu Leheb bunu bildiği için hiç düşünmeden vahye karşı çıkmıştır. Bu psikolojik durum her çağda vardır.”

“Peygamberimiz (s.a.s), Mekke panayırında dolaşıp insanları İslam'a davet ederken Ebu Leheb, O'nu takip ediyor, O'nun geçtiği yollardan geçiyor ve O'nun tebliğde bulunduğu insanlara şöyle diyordu: ‘Benim yeğenimdir o. Delinin tekidir (!). Ne dediyse yalandır.’ ”

“İki zıt profil önümüzde duruyor: ‘Ne dediyse doğrudur’ diyen Ebu Bekir (r.a) profili ve ‘Ne dediyse yalandır’ diyen Ebu Leheb profili. Halbuki, Efendimiz (s.a.s)'in sözleri, akl-ı selim ve kalb-i selim sahibi kimselerin kolayca tasdik edeceği, anlamlı ve altı dolu sözler. Bu sözlere inatla karşı çıkan Ebu Leheb, ‘elleri kuruyası’ diye anılmış. ‘O söylediyse doğrudur’ deyip itimad eden Hz. Ebu Bekir'e ise ‘es-Sıddîk’ denmiş. Biri kıyamete kadar şerrin sembolü kılınmış, biri ise hayrın.”

“Mekke'de Resûlullah (s.a.s)'in evi, iki ebediyet fukarâsı Ebû Leheb ile Ukbe b. Ebî Muayt’ın evleri arasında idi. Bunlar, her türlü pisliği getirip Efendimiz (s.a.s)'in kapısının önüne atarlardı. Fahr-i Kâinat Efendimiz'in rakîk ve temiz gönlü, komşularının bu çirkin muamelesinden incinir: ‘Ey Abdi Menaf oğulları! Bu nasıl komşuluk?!’ diye sitem eder, pislikleri kapısının önünden yayı ile uzaklaştırırdı. (İbn Sa‘d, et-Tabakât, I, 201)” [1]

“Efendimiz (s.a.v)'in cevabı ‘Siz nasıl komşusunuz?’. Aralarındaki hukuka, ‘komşuluk hukukuna’ dikkat çekiyor. ‘Farklı dinden de olsak insanız, bir hukukumuz, bir ilişkimiz var’ şeklinde muazzam bir mesaj veriyor.”

“Ebû Leheb, bir gün yine aynı menfur hareketini yapmak üzereyken Hz. Hamza onu gördü. Pisliği elinden alıp başının üzerine döktü. Ebû Leheb, bir taraftan pislikleri temizlerken, diğer taraftan da Hz. Hamza’ya hakâret ediyordu. (bk. İbn Esîr, el-Kâmil, II, 70)” [1]

“Mü'min, Hz. Hamza (r.a) misali, imanın izzetinden gelen bir dik duruşa sahip olacak. Mıymıntı olmayacak, her şeye eyvallah demeyecek.”

“Bedir savaşında Müslümanlar muazzam bir galibiyet yaşıyorlar. Mekke'nin reislerinden birçoğu bu savaşta öldürülüyor. Ebu Leheb, bunu duyunca üzüntüsünden, kahrından dolayı çiçek hastalığına benzer bir hastalığa mübtela oluyor. Ailesi, hem hastalık bulaşır korkusuyla hem de pisliğinden ve kokusundan onun yanına yaklaşamıyorlar. Öldükten sonra bile üç gün boyunca odasına giremiyorlar. Köleler kiralayıp bir çukur kazdırıyorlar ve cesedi çukurun içine sopayla iterek def(n)ediyorlar. Malı da evlatları da onun bu hâle düşmesine mani olamıyor. Allah'ın verdiği haber gerçekleşmiş oluyor böylece.”

“Ebu Leheb'in hanımı da kocasından geri kalmıyordu. Efendimiz (s.a.s)'in ayaklarına batsın diye yoluna dikenler koyuyor, O'nun davasına engel olabilmek için her şeyi yapıyordu. Allah Teâlâ, onun da uğrayacağı hazin sonu haber veriyor bize.”

“Her kim vahye ve peygamberlik davasına karşı çıkıp insanlara zulmetmeye kalkmışsa yaptığı zulümler kendine dönmüş, tuzakları Allah tarafından başlarına geçirilmiştir.”

Kur'an Atölyesi (19 Mart 2021)

Sohbet Notları

Dipnot:

[1] Ömer Çelik Tefsiri – Tebbet Suresi

Yorumlar

Henüz hiç yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?