Kur’an Atölyesi 17. Ders – Tekvir Suresi (15-29)
“Rahmân ve Rahîm Allah'ın
adıyla...”
“Âlemlerin Rabbi Allah'a
hamd olsun. Salât ve selâm Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve
sellem)'in, ailesinin ve ashabının üzerine olsun.”
“En son işlediğimiz ayet-i kerimede, hem münkirler için hem
de mü’minler için çok büyük bir haber verilmiş, her iki tarafın da bu dünyada
yaptıklarını ahirette hazır bulacakları bildirilerek insanlar uyarılmıştı.
Şimdi de kalplerine inkârı yerleştirmiş olan, sadece gördüğüne inanan
inkarcılara gözleri önündeki gök âlemi delil olarak gösteriliyor:”
15 - Yemin ederim o geri kalıp gizlenenlere,
16 - Akıp gidenlere, dönüp saklananlara,
17 - Geçmeye başladığı zaman geceye,
18 - Ve nefes almaya başladığı zaman sabaha ki:
“Allah Teâlâ; yıldızların gün ışığında gizlenişi,
gezegenlerin yörüngelerinde akıp gidişi, Ay’ın hareketleri, Güneş’in doğup
batışı gibi hakikatlere atıfta bulunuyor ve inkarcılara âdeta diyor ki: Bu
sistemi, bu düzeni biz kurduk, biz devam ettiriyoruz. Bunu görmüyor musunuz ki
inkarınızda inat ediyorsunuz?”
“Geçmeye başlayan geceye ve nefes almaya başlayan sabaha
yemin edilen ayet-i kerimelere fizikî manaları ile birlikte şu mana da
verilmiş: Havasız ve karanlık bir yerden dışarı çıkan kişinin ‘Oh, nefes
aldım!’ demesi gibi, Rasûlüllah (s.a.v)’e ve mü’minlere yapılan eziyet ve
zulümler dönemi, bu karanlık dönem bitecek ve inananlar aydınlığa kavuşup nefes
alacaklar.”
19 - Şüphesiz Kur’an, çok şerefli bir Elçi’nin getirdiği
sözdür.
20 - Bir Elçi ki pek kuvvetli, arşın sahibi yanında çok
itibarlı.
21 - Orada sözü dinlenir, kendisine son derece güvenilir.
“Allah, kainattaki fizikî sistemden bahsettikten sonra,
şimdi de ilahî bir iletişim sisteminden bahsediyor. Melek kulu olan Cibrîl-i
Emîn vasıtasıyla, insan kulu olan Muhammed-ül Emîn (s.a.v)’e vahyin nasıl
geldiğini anlatıyor. O sistem nasıl şaşmıyorsa bu sistem de şaşmaz, demektir
bu. Nasıl ki yıldızlar ve gezegenler kendilerine konulan sistemden bir an olsun
dışarıya çıkamıyor, Muhammed-ül Emîn (s.a.v) ve Cibrîl-i Emîn de ilahî sistemin
dışına çıkamaz. Bu yolla gelen sözün, yani vahyin içerisine hiçbir şey
karışmamıştır ve karışamaz.”
22 - Arkadaşınız Muhammed kesinlikle deli değildir.
23 - Yemin olsun ki o, vahyi getiren Elçi’yi apaçık bir
ufukta gördü.
24 - O, kendisine vahiy yoluyla gelen gaybî bilgileri
size tebliğ edip öğretmede asla cimri davranan biri de değildir.
“Müşrikler, Peygamberimiz (s.a.v)’e -hâşâ- deli
diyorlardı. Allah da Rasûlüne şöyle sahip çıkıyor: ‘Arkadaşınız Muhammed
kesinlikle deli değildir.’ Arkadaş ne demek? Sizin içinizden biri. Onun her
yönünü, her hâlini gördünüz. Kendisine peygamberlik görevi verilinceye kadar
ondan bir ‘delilik’ gördünüz mü? Siz deli misiniz? Hiç deli demediğiniz biri,
bir gecede nasıl deli olabilir?”
25 - Bu Kur’an, Allah’ın rahmetinden ebediyen kovulmuş
bir şeytanın sözü hiç değildir.
26 - Peki ey kâfirler! Kur’an’ı inkâr ettikten sonra
nereye gidecek, hangi yolu tutacaksınız?
“Bugünün insanına da bir hitaptır bu: Nereye gidiyorsun?
Namaz kılmayarak, oruç tutmayarak, ibadet etmeyerek, Allah’la barışık
olmayarak, kardeşinle ve akrabanla barışık olmayarak, secdenle, kıblenle,
vahiyle barışık olmayarak nereye gidiyorsun? Başka bir yol mu var bildiğin?
Denenmiş, tecrübe edilmiş, doğrudan cennete götüren Sırât-ı Müstakim yolu
varken, ne olduğu belirsiz yollara mı gidiyorsun?”
27 - Oysa Kur’an, bütün şuurlu ve sorumlu varlıklar için
bir öğüt, bir uyarıdır.
28 - Özellikle içinizden doğru yolu bulup, o yolda
yürümek isteyen herkes için.
29 - Şunu da bilin ki, Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe,
siz hiçbir şey dileyemezsiniz.
“Gökteki varlıklar musahhar kılınmış, muazzam bir şekilde
tanzim edilmiş. Hepsi bir nizam içerisinde, bir ölçü ve hesap içerisinde
hareket ediyorlar. Başıboş değiller. Onlar böyleyken siz başıboş kalabilir
misiniz? Kalamazsınız. Siz, dilemek için bile Allah’ın dilemesine muhtaçsınız.
O izin vermeden hiçbir şey yapamazsınız.”
Kur'an Atölyesi (2 Nisan 2021)
Yorumlar
Henüz hiç yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?