Ramazan’dan Sonra Ramazan’da Kalabilmek

“Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla...”


“Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Salât ve selâm Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ailesinin ve ashabının üzerine olsun.”


“Kur’ân-ı Kerîm’de ‘Umulur ki korunursunuz, umulur ki sakınırsınız, umulur ki düzelirsiniz, umulur ki takvâya kavuşursunuz…’ manalarına gelen ifadelerle ramazan ayının öneminden bahsedilmiştir.”

 

RAMAZAN NEDEN ON BİR AYIN SULTANIDIR?

 

“Âlemlerin Sultanı olan Allah Teâlâ’nın, peygamberlerin sultanı olan Efendimiz’e, sözlerin sultanı olan Kur’ân-ı Kerîm’i indirdiği ay, ayların sultanıdır.”

 

Sultanlık; Allah’ın zâtından onun kelâmına, kelâmından Resûlüne ve tüm bunlardan da ramazana sirayet etmiştir. Eğer biz gönül kapılarımızı bu sultanlara kapatmazsak onlar bizi de sultan edecektir.”

 

“Kur’ân’ın âyetlerinin bizim âdetlerimizi değiştirmesine müsaade edelim ki sultan olalım.”

 

RAMAZAN ve FABRİKA AYARLARIMIZ

 

“Ramazan ruhumuza tesir etmeli, bizi kendimize getirmeli. Onun bıraktığı bu tesir on bir ay devam etmeli.”

 

“Ramazanda bana ayrılan zamanın ne kadarını hayırlı işlere, salih amellere ayırabildim? Ramazan beni kötülüklerden ne kadar korudu? Kendim için ne kadar ciddi kararlar alabildim bu ramazan?”

 

“Ramazan boyunca ciddi bir efor sarf ediyoruz ve Allah'ın bir lütfu olarak fabrika ayarlarımıza dönüyoruz. Unuttuğumuz bazı güzellikleri hatırlıyoruz. Döndüğümüz bu fabrika ayarlarını ve hatırladığımız güzellikleri on bir ay devam ettirebilme gayretinde olmalıyız.”

 

“Ramazanda hatırladığımız, yeniden keşfettiğimiz güzelliklerden biri de teheccüd. Gece, herkesin uyuduğu vakitlerde, yapayalnız kaldığımızda, aslında yalnız olmadığımızın idrakiyle Âlemlerin Rabbine yöneliş...”

 

RAMAZANIN BİZE GETİRDİĞİ AYARLAR NASIL KORUNACAK?

 

“Gözümüz, elimiz, dilimiz ve diğer organlarımız şeytanın farklı birlikleri tarafından, farklı zamanlarda taarruza maruz kalır. Bu yüzden nasıl bir koşucu koşarken etrafı ile çok alâkadar olmaz ve sadece kendi hızı ile ilgilenirse bizler de sağımızda solumuzda bizleri oyalayan, Allah’tan uzaklaştıran şeyler ile ilgilenmemeliyiz. Yani işimiz vaktimizden çok olmalı.”

 

Nefsimizin uyumadığını bilip kendi savunma mekanizmamızı 7/24 açık bırakmalıyız. Çünkü Hz. Mûsâ, Sâmirî'ye ‘Bu insanları nasıl kandırdın?’ diye sorunca Sâmirî şu cevabı verdi: ‘Onların görmediği şeyi görüp oradan saldırdım.’ Bu işi yaparken de buzağıya ilâhîlik sosu kattı.”

 

SÂMİRÎ ve BUZAĞININ BİZE SÖYLEDİKLERİ

 

“Sâmirî, Hz. Mûsâ’nın halkını buzağıya tapmaya çağırırken buna bir dindarlık kılıfı uyduruyor ve ‘Mûsâ burada olsaydı o da buna tapmanızı emrederdi.’ diyordu. Bugün, biz de dindar veya muhafazakâr olduğumuzu zannederek buzağılara tapıyor olabiliriz! Nasıl mı? Eğer namazımız, orucumuz, Kur'ân tilâvetimiz vs. bizi ‘Yapmam gerekenleri yapıyorum zaten.’ zannıyla diğer vazifelerimizden alıkoyuyorsa ve Allah'a tam manasıyla kul olmamızın önüne geçiyorsa ibadetlerimizi ve ibadet ahlâkımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor demektir.”

 

“Bizler de, yıllardan beridir, dinîlik sosu katılmış buzağılara maruz kaldık. Eğer namazımıza güvenip bir ayağımızı boşta bırakırsak biz de dışarıdan gelecek buzağılara karşı savunmasız kalırız. Yani oruç tutan hırsızlar olabiliriz. Bu yüzden diğer ayağımızı da İslâm'la sağlama almak zorundayız.”

 

Akîde, akîde, akîde… Ayaklarımızı sağlam bir zemine basmamız ve yolumuzu şaşırmamamız için sağlam bir akîde olmazsa olmazdır. Bozuk bir akîde, yanlış bir Allah tasavvuru insanı çok vahim hâllere düşürebilir. Namaz kıldığı hâlde ahlâktan mahrum olan insanlar ortaya çıkarabilir meselâ.”

 

SORU: Doğru insanlarla ve doğru yerde olup olmadığımızı anlayabileceğimiz bir kontrol mekanizması var mı?

 

“Bir bitki eğer hep aynı kültür ortamında yetişirse, yani hep aynı zamanda sulanır, aynı bahçıvan tarafından yetiştirilirse onun yanından farklı insanlar geçtiğinde büzüşür. İşte bizler de kendimizi vahyin ışığında sularsak yanlış ortamlara girdiğimizde fıtrat içi sensörlerimiz bizi uyarır. Biz de otomatik olarak o ortamı ya da o insanları terk ederiz veya onları uyarırız.”


İhyâ Sohbetleri

Sohbet Notları (9 Mayıs 2020)



Yorumlar

  • Allah hepimize, Ramazan'ın rûhunu 11 ay muhâfaza edebilmeyi nasip eylesin.