Bana Yardımcı Olur Musunuz?
Bu dersimizde Hz
İsa ve Havarilerini konu alıp dersin temellerini Âli İmran suresinin 52. Ayetinde
geçen “قَالَ مَنْ اَنْصَارٖٓي اِلَى اللّٰهِؕ” ifadesiyle oluşturuyoruz.
Ensar ve havari kavramlarının benzerliğini ele alıyoruz. İsim itibariyle farklı olsalar da öz itibariyle aslında aynı kaynaktan beslenmektedirler.
Havari kavramını havra, mahra, mihver ve huri kavramlarıyla ilişkilendirebiliriz. Ensar dost, yardımcı, destekçi anlamlarına gelirken havari kelimesi de sarmak, örtmek, sarmalamak, çevrelemek anlamlarına gelir. Kulluktan daha üst, dostluktur; dost dosta ajandasız, çıkarsız, bir bakiye sormadan yardım eder. Mevdudi kulun ulaşacağı üst mertebenin ensar olmak olduğunu ifade eder.
Havra, Yahudilerin ibadethanesi anlamına gelir. Havari kelimesinin havra kelimesiyle ilişkilendirilmesi mayanın aynı tutulmasından, akidenin bozulmamasından dolayıdır.
Hz. İsa,
manipülasyona açık, kamuoyunun kanıksandığı ve kurumsalın günahlarının güzel
gösterildiği, halinden memnun olan bir toplum yapısına peygamber olarak
gönderilmiştir.
Bu toplumun batılları
ile mücadelesinde “Allah’ın yolunda bana kim yardım edecek?” sorusuna
havarilerden “Biz Allah’ın yardımcılarıyız. Allah’a inandık, şahit ol ki
Müslümanlarız.” cevabı gelmiş
“Havarî akıl, arındıracak kadar arıdır. “
Havariler toplumda terzi, berber, kargocu, postacı, esnaf, sanayici toplumun her kesiminden olan vasat, kendi geçimini sağlayan ama toplumun jakobenyasına teslim olmamış, marjinaliteye mahkum olmamış ve zulmün farkına varmış, idrak çizgisine varmış ve Musa as’ın emanetini bırakmamış kimselerdir.
Havariler; hanif, çağın çöplüğünden karışmış defolu bilgiler kendilerinde olmayan, mümeyyizler, kurumsal müminlikleri olmamış, çerçevelenmiş dindarlıkla alakalı hiçbir sunum onların gönül sofralarında rağbet bulmamış, inançlarında bir kirlilik olmadığı gibi bir zayıflık da bulunmayan kimseler!
Toplumun farklı kesimlerinden olup Hz. İsa’nın çağrısı ile bir araya gelen havariler, çokluğu meşruiyet kaynağı gören toplumlarına karşı aynı dili kullanarak yeni bir kutup oluşturmamışlardır.
Aksine öncesinde bulundukları kesimlerde var olup önceki uğraşlarını devam ettirirken bir sonraki nesle ilmek atacak arındırıcı hamleler yapmışlardır.
Ali İmran suresi 52. Ayette “قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ اَنْصَارُ اللّٰهِۚ” (Havâriler cevap verdiler: “Biz Allah için yardımcılarız) ifadesi geçiyor. Havarilerin kullandığı bu ifade biz senin peşinden gideceğiz sana takılacağız anlamından sıyrılmış, Allah’ın emrine ve dinine hizmet eden durumlarda yardımlaşırız fikrine hizmet etmiştir.
Nitekim ayetin
devamında da “اٰمَنَّا بِاللّٰهِۚ وَاشْهَدْ بِاَنَّا مُسْلِمُونَ” (Allah’a
inandık, şahit ol ki bizler Müslümanlarız.) ifadesi yer almaktadır.
Bu ifade de teslim
olunanın, emrine ve dinine uyulanın Allah olduğu vurgulanmaktadır. Kişi bir
sonraki nesle ilmek atmak ve kendi çağının tuzaklarından korunmak için neye
teslim olduğunun bilincinde olmalıdır.
Her peygamberin
havarileri vardır, en yakınında kuşkusuz inanmış insanlar vardır. Muvazzaf
asker gibi adamları vardır.
Benim havarim Zübeyr bin Avvam’dır buyuruyor Efendimiz (sav).
Zübeyr’in putlara hiç tapmadığı, Câhiliye inanışlarına meyletmediği, İslâm’a davetin ilk günlerinde on altı yaşında iken dört, beş veya yedinci müslüman olarak İslâmiyet’i kabul ettiği, bunda Hz. Ebû Bekir’in etkisinin bulunduğu nakledilir. Hendek Gazvesi’nde kuşatmanın ilk günlerinde müşriklerin cengâverlerinden Nevfel b. Abdullah el-Mahzûmî ortaya çıkıp meydan okuduğunda önce karşısına kimse çıkmadı, fakat ardından Zübeyr b. Avvâm onunla çarpıştı ve öldürdü (Vâkıdî, I, 472). Bu esnada Benî Kurayza yahudilerinin müslümanlara ihanet ettiği haberi gelince Hz. Peygamber, haberi teyit etmek için birinin oraya gidip durumu araştırmasını istediğinde herkesten önce Zübeyr bu göreve talip oldu; geri döndüğünde Resûl-i Ekrem, “Her peygamberin bir havârisi vardır, benim havârim de Zübeyr’dir” buyurdu (Müslim, “Feżâʾilü’ṣ-ṣaḥâbe”, 48).
Matta’ da havariler için şu ifadeler geçer: Havariler yeryüzünün öğretmenleriydi; yeryüzünün öğretmenleri olmaları için de gökyüzünün öğrencisi olmak gerekirdi ve öylelerdi…

Yorumlar
Henüz hiç yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?