Kur'an Hayat Kurtarır

Kur’an kimden, neyden, hangi hayatları kurtarır? 

Ali İmran suresi 103. Ayette Allah Teala وَكُنْتُمْ عَلٰى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَاۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ “Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” buyurmaktadır. 

Kur’an vahiyle indirilmiştir ve “vahiy” hayat veren “hay” anlamını da taşır. Vahiy değdiği toprağı kurtarır ve ona hayat verir. 

Aynı cihette vahiy indinde “söz” de barındırır. Kur’an bizlere şifa ve rahmet kaynağı olarak indirilmiştir. Bu tohumların gönüllerde filizlenmesi ve hayat kurtarması temiz olduğu gibi temizleyici olmalarından da kaynaklanır. 

Eğer hayat içeren bir şeye (söz, duruş, maişet, nazar, tebessüm vb) bir damla zehir temas etmişse artık onda hayat ibaresinin olmadığı aşikardır. Çünkü hayat verecek olanda temiz ve temizleyici olma nitelikleri aranır. 

Kur’an ın hayat kurtarması öncelikle hayat teklif etmesiyle olur. Hayat teklif etmezse hayata kastetmiş olur. Aynı şekilde bizlerin de Kur’an ile hayat kurtarması hayat teklif etmesiyle olur. İlik ve doku nakli yaşamı devam eden kişiden alınır. 

Hayat kurtarma ve nizamı sağlama hususunda Hucurat suresindeki 10 madde bir toplum düzeni teklif eder.

  يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ اِنَّ اللّٰهَ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ 

Ey iman edenler! Allah ve resulünün önüne geçmeyin, Allah’a itaatsizlikten sakının! Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir. (Hucurat/1) 

Bu ayet aslında bizlere insanların hayatlarına önayak olun ama ayak bağı olmayın, müslüman temsiline sorun çıkaracak aktivistlikler yapmayın ihtarı barındırıyor. 

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَرْفَعُٓوا اَصْوَاتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ النَّبِيِّ وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ اَنْ تَحْبَطَ اَعْمَالُكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تَشْعُرُونَ 

Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin, birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider. (Hucurat/2) 

İslami çalışmalarda ve insani işlerde Allah ve rasulünun belirlediği esas ve usullerin önüne geçmememiz gerektiği, yapılan bütün çalışma ve tanışma faaliyetlerimizde çerçeveyi aşacak hal ve hareketlere girmememiz, aklı evvellik yapmayıp boy gösterisinde ve gösterişte bulunmamamızı ayet bizlere bildirir. 

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اِنْ جَٓاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَأٍ فَتَبَيَّنُٓوا اَنْ تُصٖيبُوا قَوْماً بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلٰى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمٖينَ

Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın. (Hucurat/6)

Kur’an hayatları, rüzgara göre şekil alıp da nice diyarlarda fırtınalara sebep olmaktan korur. Kalıplara sıkıştırılmaktan, tavrının özünü başka mizanların ölçüsüne dayandırmaktan korur. 

Bir topluluğa olan şehadetimiz yarın ahirette şehadetname ve vekaletname olarak sunulacak ve o zaman Allah’ın tartısında temiz ve nezih olan hayat bizim terazimizde öfke ve kinlerimizden dolayı kirli bir hayatsa hepimizi Hucurat suresinin 6. ayetini şiar edinmeye davet ediyoruz. Çünkü kimse hayat veren bir bardak suya bir damla zehir bulaştırmak istemez.

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُۜ

وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. 

Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür. (Zilzal/7-8) 

Hesap gününde zerre miktar yaptıklarımızdan sorguya çekileceğimiz için hiçbir damlayı küçümsememek ve temizi zehirlemememiz gerekir. 

وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌؕ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لاً

Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. (İsra/36) 

Yapılmaması gerekenlerin yanında yapılması gereken davranışlar da büyük önem taşır. Muhataplarımıza karşı adil olmamız ve Rahim’in bir tecellisi olarak çetin bir duvar olmak yerine tutunacak bir duvar olmalıyız. Çünkü insanoğlu rahim duvarına tutunursa hayat bulur. 

وَاِنْ طَٓائِفَتَانِ مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ اقْتَتَلُوا فَاَصْلِحُوا بَيْنَهُمَاۚ

Eğer müminlerden iki grup birbiriyle kavgaya tutuşursa hemen aralarını düzeltin... (Hucurat/9)

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِۙ قَالُٓوا اِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ

Onlara “Yeryüzünde düzeni bozmayın” denildiğinde, “Hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz” derler. (Bakara/11) 

Hucurat suresinde insanların arasını düzeltin emri küresel bir iyileştirme ve hayat vermeyi amaçlar ancak Bakara suresinde kafir, zalim ve münafıkların (yahudi aklında olanların) biz ancak ıslah edicileriz söyleminden dolayı bu çalışmanın ve iyileştirmenin yalnız müslümanların öncülüğünde olması gerektiği anlaşılır. 

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسٰٓى اَنْ يَكُونُوا خَيْراً مِنْهُمْ وَلَا نِسَٓاءٌ مِنْ نِسَٓاءٍ عَسٰٓى اَنْ يَكُنَّ خَيْراً مِنْهُنَّۚ وَلَا تَلْمِزُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْاَلْقَابِؕ بِئْسَ الِاسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْاٖيمَانِۚ وَمَنْ لَمْ يَتُبْ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin; zira onlar kendilerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler; çünkü alay edilenler edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi aşağılamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır. (Hucurat/11) 

Alay etmek, küçümsemek ve aşağılamak zahirdekine aldanıp gelecek nesillerin islam ile tanışmasını tehlikeye atar. Kötü ad takıp “filancılar” etiketlerine başvurmak da bu tehlikeyi barındırır. 

Bu hususta Efendimiz’in Taif seferinde muradına ulaşmamış olup Taif halkından çokça eza ve cefa çekmesine rağmen Cebrail as ın onları helak etmesine razı olmamıştır. Bunun sebebi ise onlardan gelecek neslin tevhid inancına sahip olmalarına olan inancı ve ümididir. 

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيراً مِنَ الظَّنِّؗ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضاًؕ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخٖيهِ مَيْتاً فَكَرِهْتُمُوهُؕ وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ اِنَّ اللّٰهَ تَـوَّابٌ رَحٖيمٌ

Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tabii ki bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur. 

Bizleri ilgilendirmeyen hususlarla alakalı bir bilgilenme o insana karşı bakışımızı bir damla dahi olsa kirletir ve ruhun sertleşmesini ona karşı mahiyetimizin değişmesine sebep olup mutlak su olmamıza mani olur. 

Gıybetin yasaklanması aynı zamanda niyet okumamak ve kamuoyu oluşturmamakla aynı kapıya çıkar. 

Nitekim bu kapıdan usulüyle haneye girip de hayat kurtaranla paldır küldür haneye kasteden ve hayatı mahveden bir olmaz.

Yorumlar

Henüz hiç yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?