Mücadele Ahlakı
Hayat tekleye
tekleye ve aynı zamanda tikleye tikleye gittiğimiz bir yoldur, başarısızlık
deneyimleri yeni bir yol tutmaya yönlendirdiği için yeni bir cevher bulmamıza
vesile olur.
Mücadele ahlakında
Hz Musa’nın “Rabbim! Senden gelecek her hayra muhtacım” duasındaki sınırların,
nefsimizin ve arzularımızın değil ahlakın belirlemesini niyaz ediyoruz.
Mücadelenin
ahlakından öte ahlakın mücadelesine rikkat ve dikkat çekmemiz gerekiyor.
Mücadele ettiğimiz
herhangi bir durumda durup “Bu mücadelenin ahlakı var mı?” sorusunu
kendimize devamlı sormakta fayda vardır.
Hayat, bazen var
olman gereken yerde yok olmayı, yok olman gereken yerde ise var olmayı öğreten;
bunu da belirli bir kıstas ve üslupla gerçekleştirebilen bir mücadeleden ibarettir.
İki dünyalının
ortaya koyduğu mücadeleyle tek dünyalının ortaya koyduğu mücadele farklıdır.
اُدْعُ اِلٰى سَبٖيلِ
رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتٖي هِيَ اَحْسَنُؕ
اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبٖيلِهٖ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَدٖينَ
“(Resulüm! İnsanları) Rabbinin yoluna, dinine hizmetle ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekliyle (kırmadan, kızmadan) mücadele et. Şüphesiz Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve o doğru yolda olanları da çok iyi bilir.” (Nahl-125)
Mücadelede peşine
takılınan nefis olmamalıdır. Zira şeytan apaçık düşmanımız olmasının yanında
mücadele kisvesinin altında kırmayı, ve usulsüz davranmayı nefse fısıldayabilir.
Öğüt, hikmet ve nezaket içermelidir. Bunlara ters olan davranışlar mücadelenin
duruşunu zedeler.
“Allah verdiği
nimet kulunun üzerinde görmekten hoşlanır.” (Tirmizi,
Edeb 54).
Bir müslümana
verilen en güzel nimet de İslam elbisesidir.
Anne baba hakkı ne
kadar asıl ve asilse evlatlık da öyledir.
Bu nedenle bu
libası görmeyi en çok hak eden yakınlarımızdır. İslam'ın bizlerdeki letafet ve
izzetini onlardan mahrum bırakıp başkalarına göstermek hakkaniyetli değildir.
“Başarı
Allah’tandır” kuldan beklenmez. Kul yola revan
olmakla yükümlüdür. Yola revan olmak da her zaman “en” olmak değildir. Başarıyı
ne kadar şahikasında yaşamak istiyorsak yokuşları hoş karşılamak gerekir.
Kişi Allah katındaki
değerini bilmek isterse Allah’ın kendisini neyle meşgul ettiğine baksın diyor
Ataullah İskenderi.
Keza İsra suresi
84. Ayete Allah Teala şöyle buyuruyor: “De ki: ‘Herkes kendi mizaç ve
karakterine
göre iş yapar.’
Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.”
قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ
عَلٰى شَاكِلَتِهٖؕ فَرَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ اَهْدٰى سَبٖيلاًࣖ
Mücadele için
şahsiyetimizi bildiğimiz kadar ‘şahsi yetilerimizi’ de bilmek
zorundayız.
Yetilerin
tanınmasının ardından yetileri yeter hale getirmek için doğru yollar aramamız
gerekir.
Her durumda empati
kurmak kişiyi edilgen hale getirir. Piyasadaki empatik tutum insanı eskitir.
Hep karşı tarafın iyi hissedeceği değil iki tarafın da iyi hissedeceği yol izlenmeli empati yapılan konunun hakkı teslim edilmeli ve adil olunmalıdır.
Mücadele ahlakı
üzere olmak duası ile…
Yorumlar
Henüz hiç yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?